Fatma ETİK KARAÇAM ‘EŞSİZ OLAN BEBEĞİNİZE VERDİĞİNİZ ANNE SÜTÜ DE EŞSİZDİR.’
09 Ekim 2020

 ‘EŞSİZ OLAN BEBEĞİNİZE VERDİĞİNİZ ANNE SÜTÜ DE EŞSİZDİR.’

                Bir mucizeye tanıklık edip gebelik sürecini geçtiniz ve başka bir mucizevi olaya hoş geldiniz. Evet, bu döneme de emzirme(laktasyon) dönemi diyoruz. Memeli canlıların süt üretip yavrularını beslemelerine emzirme denir. Dünya Sağlık Örgütü(DSÖ), Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu (UNİCEF), Amerikan Pediatri Akademisi gibi otoriteler ilk 6 ay SADECE ANNE SÜTÜ ile beslenmeyi ve ek besinlerle beraber 2 yıl veya daha fazla emzirmeyi öneriyor.

                Emzirmenin bu kadar üzerinde durulması hem anneye hem bebeğe hem de topluma sayısız faydasından kaynaklanıyor. Bu faydalara bakacak olursak;

                Anneye yani size olan faydaları:

  • Her zaman steril(mikropsuz), ısısı uygun, hazır ve maliyetsizdir,
  • Annenin süt salgılaması ile oksitosin hormonu rahmin kendini toparlamasına yardım eder ve anneyi kanama ve anemiden korur,
  • İleride gelişebilecek kemik erimesi riskini azaltır,
  • Bazı kanserlerden anneyi korur(meme kanseri, yumurtalık kanseri gibi),
  • Prolaktin hormonu annenin doğal sakinleştirici ve dinlendiricisidir,
  • Annelik duygusunun gelişmesini ve anne-bebek ilişkisinin güçlenmesini sağlar,
  • Doğum kilolarının verilmesine yardımcıdır.

     

    Bebeğinize olan faydaları:

  • Bebeğinizi gelişebilecek her türlü enfeksiyondan, alerjiden; ileride görülebilecek obezite, diyabet gibi kronik hastalıkların oluşumundan korur,
  • Emme ile bebeğin çene-diş gelişimine katkı sağlar,
  • Anne sütündeki immün madde ve hücreler bebeğinizin bağışıklık sisteminin temellerini atar,
  • Anne ile kurulan ten teması anne-bebek bağını güçlendirir,
  • Bebeğin ruhsal, bedensel ve zekâ gelişimine yardımcı olur,
  • Anne sütündeki büyüme faktörleri bebeğinizin organ ve doku farklılaşmasını sağlar.

     

    Topluma olan faydaları:

  • Anne bebek sağlığı korunur, sağlık harcamaları azalır,
  • Çocuk hastalıklarının görülmesi azalttığı için gereken iş gücü azalır.
  • İş günü kaybını azaltır,
  • Sağlıklı birey sağlıklı toplum demektir böylece sağlıklı nesillerin yetişmesini sağlar.

 

                Anne sütü her annenin kendi yavrusuna özel içerikte üretilen, bebeğin gelişimi ve ihtiyaçları doğrultusunda değişen CANLI BİR SIVIDIR. Örneğin erken doğan bir bebeğin anne sütü bebeğin daha az gelişen böbreklerine uygun olacak şekilde daha az protein ve mineral içerir. Doğada hiçbir doğal veya yapay besin anne sütüne benzemez.

                 Doğumdan sonra ilk 5 gün gelen süte kolostrum( ağız sütü) denir. Kolostrum olgun süte göre daha fazla protein, vitamin ve mineral içerir. Aynı zamanda bu süte bebeğin İlk Aşısı denmektedir. Bunun sebebi ise immün etmenlerden zengin olan kolostrum dış ortama ilk kez çıkan bebeğinizin bütün ağız-bağırsak sistemini immünoglobulin (koruyucular) ile kaplar ve bebeğinizin savunma sistemi oluşmaya başlar. Bu yüzden doğumdan sonra emzirmek önemlidir. Amniyon sıvısı ile annenin meme ucunun kokusu birbirine benzediği için bebek annenin karnına konduğunda memeye doğru ilerlediği ve zamanında doğan bebekler emme refleksi ile doğduğu için memeyi bulup emdiği görülmüştür. Aslında doğal akışta bebek zaten yapması gerekeni bilmektedir.

                Anne sütü sıvısı, enerjisi, vitamin ve mineralleri ile bebeğin ilk 6 ay ihtiyaçları için yeterlidir. Anne sütünün %88’i sudan oluşur. Bu sebeple su vermeden anne sütü ilk 6 ay bebeğe tek başına yeterlidir. Anne sütünde 400’den fazla farklı protein vardır. Anne sütünün protein miktarı inek sütüne göre düşüktür. Bunun amacı gelişmekte olan böbrekleri fazla yormamaktır. Miktar olarak düşük olsa da bu proteinlerin vücut tarafından kullanılması %100’dür yani kalitesi yüksektir. Bu sebeple doğadaki TEK ÖRNEK BESİNDİR. Anne sütündeki proteinin yapısı sindirime en uygun yapıdadır. (whey protein kazeinden daha fazladır.) Anne sütü alerjik olan beta –laktoglobulin içermez. Anne sütünde protein yapısında sindirimi kolaylaştıran enzimler, büyüme ve gelişmeyi sağlayan büyüme faktörleri, metabolizmada görev alan hormonlar ve bağışıklığın oluşmasına yardım eden birçok immün yapılar vardır.

                Anne sütünde karbonhidratı laktoz ve oligosakkarittir. Laktoz bağırsakta parçalanarak hem kalsiyum, magnezyum gibi minerallerin emilimini arttırır, hem de bağırsağı kötü bakterilere karşı korur. Oligosakkarit dediğimiz maddeler de esasında prebiyotiklerdir. Yani bağırsakta yararlı bakterilerin çoğalmasını sağlarken zararlı bakterilerin üremesini engeller. Böylece bebeğinizi ishal ve solunum yolu enfeksiyonundan korur.

                Anne sütünün yağ içeriği bebeğinizin büyümesinin yanında sinir hücrelerinin gelişimini, görme işlevlerini, beyin gelişimini destekler. Anne sütünün içinde yağı sindiren enzim olması ve yağının bileşimi yağ sindirimini kolaylaştırır. Anne sütü omega-3 yağ asitlerini de içerdiği için bilişsel fonksiyonların gelişiminde önemlidir. Anne sütündeki yağ bileşimi annenin beslenmesinden daha çok etkilenmektedir. O yüzden annelerin omega-3 içeren diyetler yapmaları bebeğin omega-3 alımını etkilemektedir.

                Anne sütü D ve K vitamini hariç bütün vitamin ve mineralleri bebeğin ihtiyacı kadar içermektedir. Hatta çalışmalar bebeğin eksik olan vitamin ve mineraline göre annenin sütünde o vitamin veya mineralin arttığını göstermiştir. Anne sütünde birçok mineral miktarca daha az bulunmasına rağmen anne sütünün içindeki emilimi arttıran yapılar sayesinde emilimleri artar ve bebeğin ihtiyacı karşılanır.

                Bu mucizevi sıvı neresine baksanız bakın sizi şaşırtır ve kendine hayran bırakır. Her annenin fizyolojik bir sebebi yoksa sütü olacaktır. Bu kaygılara girmeden bol bol ve doğru emzirerek bu dönemin tadını çıkarmanızı ve bebeğinize İLK VE EN ÖZEL HEDİYESİNİ vermenin keyfi ile bol bol emzirmenizi temenni ediyorum.

                Emzirme haftanız kutlu ve bol sütlü olsun.         

                                                              

DİYETİSYEN FATMA ETİK KARAÇAM